Nafaka Sınırlansın

EVLİLİK ÖNCESİ SÜREÇTE KRİTİK UYARILAR

Bildirgede, sağlam bir aile yuvası kurmak için evlilik öncesi atılacak adımların önemine dikkat çekildi. Ailelerin ve gençlerin evlilik kararını istişare ederek alması gerektiği, bu süreçte tarafların birbirlerinin görüşünü yok saymaması gerektiği belirtildi.

Toplumsal bir sorun haline gelen düğün ve hazırlık masraflarına da değinilen raporda, “Düğün ve düğün öncesi hazırlıklar ile karşılıklı talep ve beklentiler, tarafları büyük mali yükümlülükler altına sokacak boyuta vardırılmamalıdır” denildi. Bu tür beklentilerin aileler arası anlaşmazlığa ve gençlerin evlilik sonrası huzursuzluğuna neden olduğu vurgulandı.

“NİŞANLILIKTA İMAM NİKAHINDAN KAÇININ”

Derneğin en dikkat çeken uyarılarından biri de nişanlılık döneminde kıyılan imam nikahı hakkında oldu. Gençlerin rahat görüşebilmesi düşüncesiyle bu yola başvurulmaması gerektiği ifade edilirken, “Bu uygulama ileride telafisi mümkün olmayacak şekilde büyük sorunlara yol açabilmektedir” uyarısı yapıldı.

NİKAHIN ŞARTLARI VE AİLENİN SORUMLULUKLARI

Nikah akdinin geçerliliği için gençlerin buluğ ve rüşt çağına ulaşmış olmasının şart olduğu, rüşt ehliyetine sahip olmayanların evlendirilmemesi gerektiği vurgulandı. Nikahlarda ilan, şahit, mehir ve tescil gibi hususların yanı sıra süt kardeşliği gibi evliliğe engel olan durumlara da azami özen gösterilmesi istendi.

Aile saadeti için bireylerin hakları kadar görev ve sorumluluklarının da olduğunun altı çizilirken, karı-koca ve çocukların öncelikle sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, aile konularında sosyal medyadaki dezenformasyona karşı Din İşleri Yüksek Kurulu gibi yetkin kurumların toplumu bilgilendirmesi talep edildi.

HUKUKİ DÜZENLEME TALEPLERİ: BOŞANMA VE NAFAKA

Sonuç bildirgesinin en çarpıcı bölümünü ise aile hukukuna yönelik düzenleme talepleri oluşturdu. Devletin ve yetkili kurumların aile sorunlarında taraf değil, “hakem” olması gerektiği belirtilerek, aile hukuku alanında mutlaka bir hakemlik uygulamasının getirilmesi önerildi.

Mevcut boşanma prosedürlerinin kolaylaştırılması gerektiği ifade edilen metinde, “Boşanmanın uzaması veya boşanmada taraflardan birine ağır mali külfetler yüklenmesi toplumda daha fazla sorunların ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir” denildi.

Kamuoyunda uzun süredir tartışılan süresiz nafaka konusuna da değinilerek, “Aile hukukuyla ilgili mevzuat hükümleri adalet ve insaf esası üzerine yeniden güncellenmelidir. Süresiz nafaka uygulaması makul bir süreyle sınırlandırılmalıdır” çağrısı yapıldı. Raporda ayrıca hukuki düzenlemelerin toplumun örf ve adetleri gözetilerek yapılması gerektiği de vurgulandı.